30.11.2007

Omza Alacaksan Gel !


Selamlar, bu aralar eskiden (blogculuk zamanından önce) yazdığım bazı yazıları elden geçirip beğenilerinize sunuyorum. Bu da sıkıntılı bir dolmuş yolculuğundan sonra kaleme alınmış bir yazı...

Şu güzel ülkemizde dolmuşa binmek kolay değil. Önce bir takım şartları kabul etmek gerekiyor. Sosyal yapımız gereği bayanlara ve yaşlı insanlara yer vermek gerekliliğini kastetmiyorum, bunlar güzel adetlerimiz arasında. Kucak kucağa seyahat ederken ani rota değişikliği ve türbülans sonucunda vatandaşın kaba etine temas etmek ya da temas etmemek üzere paltosundan çekiştirmek gibi zorluklardan da bahsetmiyorum. Bugün burada dile getirmek istediğim konu, bazen daha dolmuşa binmeden duyduğumuz "abi çökeceksen gel, ileride çevirme var" türünden pazarlık girişimleridir.

22.11.2007

Küçük Mutlulukların Adamı


Aman bu şahaneymiş. Bak, bak, bak! Umut yok... Soldan geçen değil de onun arkasındaki. Evet, ilki tamam. Çok dar açıya rağmen ikinci gelecek mi? Şimdi dön. Malesef... Kırmızı şal çok uzun, yerlerde sürünüyor. İkinci, hadi ikinci. Oh, nefis. Hatta bir üçüncü. Kafanı çevirip sen de baksana. Bekle. Şimdi. Ohooo geciktik... Şu kızıla boyama modası bitmedi mi daha? Bakmazsan bakma, allah allah... Amanın o gerçek mi? İlk bakış tamam, yeterince uzun. Bembeyaz eller, o bavulu ben taşısaydım. Hadi ikinci, ikinciyi ver... İkinci bakış artı tebessüm! Mesudum. Ok kirpikler. Çok mesudum lan. Of allahım, ben neden böyle küçük mutlulukların adamıyım?

19.11.2007

Andımız


Sabahın o en lezzetli, en vazgeçilmez uykularından biriydi. Vazgeçmemek bir tercih olarak karşımdaydı fakat kapıyı yumruklayan eller öyle ısrarcı ve teklifsizce gelmişlerdi ki biraz da telaşla yatağımdan doğruldum. Gözetleme deliğinden bakınca siyah takım elbiseler içinde iki kişi görülüyordu, biri elindeki kağıtları karıştırırken diğeri de delikten gözümün içine doğru bakmaktaydı. Kapıyı açıp pijamalarımı göstermeyecek şekilde başımı uzattım:

12.11.2007

Geçende Yine Doğdum Ben


 
Proteinli bisküvi çekilmiş kıymadan mı yapılıyor? Hiç olmadı çift sarılı yumurtadan yapılmalı bence...
Bu nazik armağanından dolayı HiçAslıyok' a teşekkürlerimi sunuyorum.
Doğum ne zaman mı?
On kasım efendim...
Atamızın dünyaya gözlerini kapadığı günde doğmuşuz...

4.11.2007

Sorgulama


Niye böyle oldu, diye sordum kendime şimdi? Büyük bir hevesle, istekle başladığım blog yazma hobim azalıp azalıp yokolmaya yüz tuttu. Zamansızlık, iş güç, başka hobiler, yurt dışında yaşamak vb. mazeretler bir yere kadar kurtardı beni ama sonra onlar da yetersiz kalmaya başladı. Niye yazamıyordum?... Gün boyu aklıma gelen "yazarsam hoş olabilir" diye düşündüğüm tüm küçük detayları ya unutuyor ya da sonradan bakınca anlamsız buluyordum. Öyle ya, yazı deyince büyük, düzenli, planlı programlı olmalıydı. Şansa bırakılmamalıydı, insanların kafalarını karıştırmadan açık ve net olarak anlatmalıydı derdini. Bir iki de görsel öğe koyunca "dadından yinmez" bir şekilde servis edilmeliydi okuyana... Ya mizahi unsurlar? Yahu onları hep koyuyoruz zaten, salçasız yemek olmadığı gibi kalçasız kadın ve gülmecesiz bir yazı da olmazdı. Olmamalıydı...