8.04.2007

İngilizce Kelimeler Üzerine


Yer yer bazı eleştiriler geliyor bana, İngilizce kelimeleleri okunduğu gibi Türkçe olarak yazmam komik olmuyormuş... En azından özel isimleri orjinal olarak yazmalıymışım. Yahu, ben zaten komiklik olsun diye yapmıyordum ki bunu, gerçekten böyle yapılmasına inandığım için yapıyordum. 12 yaşından beri ingilizce kelimelerle yıkanan beynim biraz olsun rahatlasın, kendine gelsin diye yapıyordum...

Özel isimler her dilde orijinal alfabeyle yazılır diye genel bir kural olduğunu öğretmişlerdi bize... Malesef bu doğru değil, bir kere her ülkenin farklı olan alfabesi engel buna. Bir Japon' un, bir Yunanlı' nin isimlerini her defasında orjinal alfabeden yazmak çok zor... Kaldı ki latin alfabesini kullanan ülkeler arasında da böyle bir kabul yok... Herkes işine geldiği gibi yazıyor. Hatta bu iş, uluslararası arenada bir nevi güç gösterisi olarak çıkıyor karşımıza... Ekonomik yönden kuvvetli ülkeler kendi ürünlerini ve kültürlerini pazarladıkları gibi dillerini de pek güzel pazarlıyorlar.

6.04.2007

Bir Sorun Var


- Doktor bey, sayfam çok geç açılıyor.
- Tüm hastalarım hep erken açılmasından şikayetçi bay YEC, size tek bir şey söyleyebilirim; tadını çıkartın.

Aklıma Takıldı


Mantık evliliği yapan çiftler şevişirken de hep en mantıklı yolu mu tercih ediyorlar?

Ayağı Yerden Kesmek Üzerine


Editör- Yav sen ne tembel, ne işgüzar herifsin!
Ben- Ne oldu ki?
Editör- Blogu takip etmiyor musun evladım, bak okuyucu araba muhabbetiyle ilgilenmiş, C-kutusundan görüşler bildirmiş. Bunun üzerine gitsene...
Ben- Ama efendim bu gece internette yapacağım önemli işlerim vardı.
Editör- Başlatma şimdi önemli işine, iki saat içinde mayami ikinci el araba piyasası ile ilgili bir yazı istiyorum.
Ben- Ama ben blogcuyum efendim, gazeteci değil ki, ancak kendi tecrübelerim hakkında...
Editör- Hööst! İşin ne olduğunu senden mi öğreneceğim? Bir saat elli yedi dakikan kaldı, çabuk ol.

3.04.2007

KIRMIZI


Adını Gugıl' da aratıp benim sayfama düşsün diye özellikle veriyorum buradan;
Işıl Çelik... Yedinci ve sekizinci sınıflardaki resim öğretmenim. Kendisi idealist, hırslı bir bayandı. Bizimki gibi liselerde resim derslerinin koftiden geçirilmesine de acayip tepkili bir bayan...
 
Daha ilk geldiği günden itibaren kendince bir takım devrimlere ve inkilaplara girişti. Söz konusu inkilaplara daha bin sene girişilir, bizler de daha bin sene merakla izlerdik ama ne var ki, bizim kaba etlere doğru birşeylerin dokunmaya başladığını hissettik... İnsanlara dokunup ta bin yıl yaşamamayı hakeden yılanlar gibiydi...