11.06.2008

Demiryolu Günlüğü 1

 
Çocukluğumdan beri trenlere karşı bir sempatim vardır. Oyalanayım diye verdikleri resim defterlerine hep tren resmi çizer, lokomatif üzerinden çıkan dumanları yapmak için de annemden yardım istermişim. Koca treni, vagonları, pencereleri ve arkadaki karlı dağları tamamladıktan sonra basit bir duman için profesyonel yardım talep etmem nasıl bir ebleklikle açıklanabilir bilmiyorum ama bu iş zamanla annemin canını sıkmaya başlamış. Birgün beni oturtup uzun uzun "duman çizme" dersi verdiğini anlatır. Bu kursu geçip sertifikamı aldıktan sonra çizdiğim tren resimleri şu an bende mevcut. Kağıdın alt kenarında karınca sürüsü gibi tasvir ettiğim uzun trene öyle bir duman yapmışım ki, neredeyse resim kağıdının her yerini kaplıyor. Tabi bu duman bulutu içinde kaç kurşun kalemin eridiği belli değil...

Başka bir hatıra hafif bulanık ta olsa zihnimde saklanmış. Küçük dayı Libya' ya gidiyor ve dönüşte hangi oyuncağı istediğimi soruyor. Tabi ki tren! Sonraki altı ay oyuncağımı beklemekle ve arkadaşlarıma, benle iyi geçindikleri takdirde bu trenle oynayabileceklerini vaad etmekle geçiyor. Tren geliyor, hakikatten havalı birşey. Dayıyı mayıyı unutup rayları döşüyorum halı üzerine. İki farklı hat birbirine makaslı bir rayla bağlanıyor. İşte bu makas sistemiyle trenimi bir oraya bir buraya geçirdiğim zamanlar " büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna " istasyon makas şefi" cevabını verdiğim zamanlara denk düşüyor.
 
>>
 
Yaş 23 küsür bu sefer... Bir arkadaşımda da aynı tren seti olduğunu öğreniyorum. Üç gün sonra bizim evde buluşup raylarımızı birleştiriyoruz, voltranı oluşturmak gibi birşey... Ben yine makas başında yerimi alırken, arkadaşım emekler vaziyette trenleri takip ediyor. Kısa sürede dizlerini paraladığından dolayı görevi ben devralıyorum. Çocukken bu vaziyette saatlerce sürünebilmemizi neye bağlamak lazım acaba? Kafamı halının üzerine koyup tek gözümü kısarak vagonlara bakıyorum, allahım bir zaman tünelinden geçmiş gibiyim. Şimdi yine eskisi gibi o vagonların içinde, keçi kıllı halı ülkesinin esrarengiz şehirlerine doğru yola çıkabilirim. Ve çıkıyorum da... "Hadi oğlum eve gidiyoruz artık" diyen de olmadığı için karnımız acıkana kadar saatlerce trencilik oynuyoruz. Evet, yaş 23 demiştik di mi? Utanmıyoruz bundan asla.

Tren anıları birinden diğerine sürükledi beni. Yazının girişinde bir iki cümleyle bahsedip geçeyim diyordum ama dalmışım. Belki niye böyle bir tren sohbeti açtığımı merak etmişsinizdir...
 

Efendim çok yakında uzun bir tren seyahatine çıkıyorum, üç gün sürecek bir seyahat. Mayami' den Sent Luis' e geçiyorum. Uçakla iki saat kadar süren yolu ben trenle üç günde alacağım. Herkesin tuhaf karşıladığı bu seçimimi bari siz yadırgamayın diye trenlere olan merakımı anlatarak girdim. İkinci bir etkense biraz sağı solu görmek istemem. Toplamda bir yıldır ABD' deyim ama Florida' nın dışına ancak bir kere çıkabildim. Hoş, doğduğundan beri Mayami' den çıkmamış amerikalılarla da tanıştım ama çok şükür ki ben türküm. Bizim göçebe bir geleneğimiz var.
 

İşte kırmızıyla gördüğünüz bu hat benim rotam. Yolculuğumu tamamladığımda bir çok esrarengiz şehir görmüş olacağım keçi kıllı halı ülkesinde.


ÖNCEKİ YORUMLAR:

Yazan:atalet | Tarih: 2008-06-12 08:45:13
Konu: ..
ben çok sevmiştim senin eski yol hikayeni..
hadi bakalım..

tren kullanımı azaldıkça güzel hatırlanan şeylerden oldu..
ben haydarpaşadan birilerini karşılarken genzi gıdıklayan o tuhaf kokuyu severdim mesela .. çocukken..
ve..
ingilterede bindiğim bir manchester baxton treni var mesela..
ta eski yıllardan kalma.. kasabaya uygun büyüklükte..
2 vagon bi lokomotif..=P
siyah döküm..
viktorya dönemlerinden kalma hissetmiştim kendmi..
o tombul bamya çan kuleli kiliseli köylerin arasından yaya hızıyla gideken..
ama ne keyifti..
=)
.........
Evet giderek azalmaya başlayınca daha önemli şeylerden biri oldu. Senin anlattığın daha da eskisi. Valla ne diyeyim öyle bir trenle ben de gezmek isterdim. 
  
Yazan:dolphinblue | Tarih: 2008-06-12 16:37:50
Konu: *
ya ben hep trenle seyahat etmek istemişimdir. ve bende kız çocuğu olmama rağmen hep oyuncak trenim olsun istemiştim... olmadı tabii
ama kimbilir belki birgün gelecekteki oğlumla halının üzerine serip oynarız bol bol :)

sana iyi yolculuklar diliyorum tren sevdası olmana rağmen 3 gün o yol çekilirmi bilmem valla!
...........
Çekilir çekilir. Hem 2 buçuk gün sürüyor, ben ortalama söyledim :)
Teşekkür ederim dolfinişka....

Yazan:imbirgaripsinbirgaripler | Tarih: 2008-06-13 22:49:59
Konu: **
en huzur veren araç tren benim için. nedense çok güvende hissediyorum. uçak düşçek die korkuorum,araba otobüs sarsıyor ve de malum trafik kazaları hiç huzurlu olmuyor benim için. trenin hem koltukları geniş,hem sıkılınca çıkıp dolaşma imkanı var falan filan çok hoşuma gidio tren yolculuğu. uzun sürse bile güzel gene de üç gün hiç sıkılmazsın bence :) iyi yolculuklar deyim :) bu yolculuk macerasını da bekleyelim :)
........
Orası öyle ama bizim ülkede trenler bile raydan çıkabiliyor, hatırlarsın. Güvenli olan tek şey evde oturmak yani.

Yazan:isimsiz | Tarih: 2008-06-14 11:27:39
Konu: Tren anıları
Başlığı görünce heyecanlandım. Aklıma Demiryolu Çocukları adlı çocuk romanı geldi. Sanki o kitaptan bahsedeceksin, çocukken dönüp dönüp okuduğum romanın kahramanları canlanıvereceklermiş gibi geldi...O roman yüzünden hep demiryolu yakınında oturmayı hayal ederdim.....Bir de trenli filmler nedeniyle özentim vardır tren yolculuklarına. Özellikle de yemek vagonunda yemek yemeye...İlk yataklı tren yolculuğumu İstanbul-Ankara arasında yaptım. Yeni ameliyat olmuş kardeşe eşlik edilecek yolculukta en sarsmayacak ulaşım metodu seçildi. Tren seferleri arasında da bir kaç alternatif vardı," hayatta kaç kere filmlerdeki gibi yolculuk yapma fırsatı olur ki; en lüks neyse ondan olsun" diye bilet aldığımı çok iyi hatırlıyorum :) Gerçekten TCDD inanılmaz lüks içinde seyahat ettirmişti bizi. Kompartmanın içinde mini-bardan lavaboya kadar ne ararsan var; gündüz oturduğunuz koltukları siz yemekteyken birileri gelip yatak haline çeviriyor çiçekler getiriyor falan, yemek vagonu tam hayal ettiğim gibi çok hoş bir tecrübeydi...Ben de sandım ki yataklı vagonda yolculuk demek hep böyle lüks demektir...Yıllar sonra İspanya'ya seyahat planlarken Madrid-Barcelona arasında trenle gece vakti seyahat etmeyi akıl etmiştim, ama bilet almaya gelince bu sefer en ucuz fiyatlı seferi seçtim (turist psikolojisi)...Meğer parayı veren düdüğü çalarmış!!! Bileti satan görevli anlatmaya çalışmıştı sanırım ama İspanyolcam yok ki anlayayım.. Kompartman niyetine dolap gibi bir bölmede üç katlı iki ranzada toplam 6 kişi uyunacağını, eşyaların da aradaki boşluğa üst üste konularak üst kattaki yatağa tırmanabilmek için merdiven görevi göreceğini anca trene binince anlayabildim...Üstelik bir gürültü bir gürültü, gece boyu durup kalkmalar, birilerinin gelip gelip konserve gibi dizildiğimiz yatak-raflara yatmıp-kalkması, kapı açıp kapaması...Önce çok tedirgin olduysam da sonra mışıl mışıl uykuya dalmış ve her şeye rağmen bu yolculuktan da memnun kalmıştım...Ben de tren anıları şimdilik bu kadar...Merakla seninkileri duymayı bekliyoruz...Hayırlı yolculuklar..(hbasak)
........
Valla o romanı hiç okumadım ama anlattıklarına bakarak heves edebilirim. Bahsettiğin yataklı kompartman işini hiç yapamadım. Şu anda dahi normal koltukta gidiyorum. Ama burada çok pahalı onlar. Neredeyse uçak parasının üç katına geliyor benim rota... İspanya' da insanların yerlerde yattığı trenlerden de bahsettiler, seninki yine iyiymiş aslında :) 

Yazan:jidotakafu | Tarih: 2008-06-14 12:00:00
Konu: ..
Lanet blogcu yorumumu sildi ..
vıjjtt diye eski sayfaya geçti yorum gitti ya..
Nasıl da iştahla anlatmıştım..
Hevesim kaçtı bi daha anlatmıcam :(...
Rotan oldukça uzunmuş...
yegenim gitti..
ben de özledim..
haritaya bakınca bi tuhaf oldum...
böğüüüğğüğü ...
Onun da vardı oyunca treni..
Geçen yaz aldık biz de geldiğinde..
İlk günden ray bağlantılarını kırdı..
Ama cuff cuuuuffff diye evin içinde gezmeye
devam edip oyuncak trenin gürültüsüne
eş değer bir patırtıdan bizi mahrum bırakmadı sağolsun ...
Hadi iyi yolculuklar dileyelim sana...
Bol bol malzemeyle dönrsin sen şimdi bi de..
Ohh pek güzel...
Bekliyorum ben merakla...
...........
Ah şu blogcunun yediği yorumları uç uca eklesek ekvatoru dolaşır azizim. Evet rota uzun ama yarısını aldım bile. Senin yorumunu cevapladıktan sonra yenisini yükleyeceğim kısmetse... Hadi görüşürüz. 

Hiç yorum yok: