3.07.2008

Tanrıyı Çöpe Atmak


Dünyanın çeşitli ülkelerinden insanlarla ev arkadaşlığı tecrübelerim oldu. Şöyle bir düşünürsek; İtalya, Portekiz, Almanya, Kore, Ukrayna, Moldova, Kolombiya ve Salvador, diye sıralayabilirim. Fakat dün itibariyle bunlara öyle bir memleket eklendi ki saydığım tüm bu ülke insanlarının pabucunu dama atacak gibi geldi bana.
Hindistan...
Kendine özgü gelenekleri olan bu ülkenin vatandaşlarından Çiitın ile aramızda daha geldiği ilk gün şöyle ilginç bir diyalog yaşandı:

>>

Çiitın- Bunu nereye koyabilirim?
Ben- Çöp mü?
Çiitın- Hayır Tanrı.
Ben- Özür dilerim.
Elindeki şeye dikkatlice bakınca ilkin çikolata ambalajına benzettiğim nesnenin bir fil biblosu olduğunu anladım. Dakika bir gol bir... İyi ilişkiler kurmayı amaçladığım Hindu arkadaşımın tanrısını çöpe benzeterek güzel başlangıç yaptım doğrusu... Bu tanrıya karşı ikinci günahım da, izin almadan fotoğrafını çekip burada yayınlamak oldu. Günahlarımı affetsin!

   

8 yorum:

Oya dedi ki...

çok enternasyonel gördüm seni Yec :))

şaka bir yana,
kendini kötü hissetme bence..
adamcağızlar tanrılarını bavullarında taşıyabiliyorlarsa,
senin onu çöpe benzetmen çok da şaşılacak bir durum değil yani..
sen önümüzdeki günlerde inek etinden bir güzel şiş kebap yapar,
affettirirsin kendini :)

hoşgeldin bu arada..
geç olsun güç olmasın..

Adsız dedi ki...

Merhaba,
Beni nerden buldun diye soracak olursan ..
Oyacıım'ın blogundan diye cevaplarım ..
Sormasan da cevaplarım, zararı yok :)
Ben üstteki satırlarına birkaç kelam etmek istedim ama yorum yaz kısmını göremediğim için buraya yazıyorum..
Ne çok açıklama yaptım di mi ?
Ne yazacağımı unuttum bu arada ..
Derler ki, bazı yiyecekleri elle yemek daha zevkliymiş ..
Nasıl bir zevkse artık ?
Senin kahraman da onlardan demek ki ?
Elleşme, evinde hissetsin ..
Sen çık dolaş bi yerlerde o gidene kadar :))
Bir dost :))

Oya dedi ki...

öncelikle "beni nereden buldun?" sorusunun cevabını senin anlayacağın dilden vereceğim Yecaittin Yecoviç:
"kudretimden sual olunmaz.. fazla karıştırma!"

ve şu zarar ziyan arkadaşın durumu..
yazık demek istiyorum..
genel olarak yazık yani..
ben, sen, o, biz, siz, onlar genelinde bir yazık..

ve mektubuma burda son verirkene,
zarar başlıklı yazının yorum opsiyonu olmadığını hatırlatarak,
küçüklerimin yanaklarından,
büyüklerimin ellerinden,
geri kalanın da gözlerinden öpüyorum..

Şarküteri dedi ki...

Galiba burada yorum altı cevaplama olmuyor. Demek ki, biz de Çağlar usulu toplama yapacağız:

OYA1:
Doğrudur, son zamanlarda İzmir entarnasyonel fuarını bile geçtim. Evet inek eti yememeye özen gösteriyor çiitın ama yolu yok, bir şekilde yedireceğiz :)

BİRDEMETMAVİ:
Evet yorum ayarlarını düzeltmek biraz vaktimi aldı. Ama şimdi çalışıyor... Yiyecekleri elle yemek güzel değil bence :) Bizzat denedim. Bunun sonu yok; suyu, kahveyi elle içmeye kadar gider... Ama hakkını verelim, hiç bulaşık çıkarmıyor çocuk :)

OYA2:
Aslında iyi çocuk, kültür olarak bize benziyorlar ama beraber pilav yememeye gayret ediyorum. Pilavdan dönenin kaşığı kırılmasın, diyesim geliyor. Bu blogır amma değişikmiş yahu, yorum ayarlarını bulana kadar anam ağladı. Ama şimdi güzel çalışıyor.

Adsız dedi ki...

Yec, günah bağışlatmanın yolunu biliyorum. Çiçek vereceksin bu Tanrılara. Etrafına dizeceksin, ortaya oturtacaksın kendisini, o zaman mutlu oluyorlar. Bak, şu adamın sattığı çiçeklerden bir dal işini görür herhalde : http://i197.photobucket.com/albums/aa177/hbasak/delhi/212cicekci.jpg

Şarküteri dedi ki...

HBASAK: Valla o adamın sattıklarına daldan çok ağaç gövdesi diyesim var. Bu kadar çiçekten sonra herkes bağışlar :) Bu arada fotoğraflarını sakladığın yeri de öğrenmiş olduk.

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...

Güney Afrika'daki Hindularla olan anılarımı anlattırmayın bana :)

Şarküteri dedi ki...

RECEP HİLMİ TUFAN:

Hocam buyur anlat, ilgiyle dinleriz.