ATP' ye Su Katmak

Küçükken erken kalkar, önlüğümü giyip okula giderdim.
Aradan geçen yıllar pek çok şeyi değiştirdi hayatımda;
Şimdi erken kalkıp üniformamı giyip işe gidiyorum.

Yani annemin babamın onca emeği, yumuşak uçlu kalemle taşırmadan doldurduğum tüm cevap kağıtlarım ve nereden baksan yirmi seneyi bulan (allah tekrar düşürmesin) eğitim öğretim hayatım meğer hep önlükten üniformaya geçiş sağlamak içinmiş...

Önlük (sağa doğru ok işareti) üniforma...
  
>>
 
Bu bir reaksiyon denklemi. Önlük zamanla üniformaya dönüşüyor. Ok işaretinin altına yirmi sene yazalım. Dikkat edin boru değil, yirmi sene!.. Bu ikisi sık sık birbirine karıştırılıyor. Şimdi denklemin iki yanına bir mol Yecaittin ekliyoruz.

Yecaittin + Önlük ------> Yecaittin + Üniforma

Yecaittin önlükle tepkimeye giriyor ve yirmi küsür sene sonra can havliyle okun öbür ucundan çıkıyor. Ne oldu? Yani ok işaretinin cüratkar yakınlaşması dışındaki manzarayı soruyorum... Önlük iki elektron kaybedip üniformaya yükseltgenmedi mi?... Yükseltgendi. Yecaittin üniformayı napacak? Kurutucudan alıp üzerine giyecek. Kurumuş mu? Ehh... Saat kaç? Sekizi beş geçiyor. Mesai kaçta başlıyordu? Sekizde. Yani şimdiden geç mi kalmış? Evet. Allah onun belasını versin! Şu alarmını yarım saat önceye kursa pekala kahvaltı bile yapabilir. Avurtlarında kıl parçaları olmaksızın etkin bir sakal tıraşıyla işe dahi gidebilir... Ama gidiyor mu? Gidemiyor? Niye? Niyesi var mı?

Adam bıkmış!

Bakın yirmi sene dedik, boru değil. Bazı arkadaşlarınız hala karıştırıyor... Adam yirmi sene boyunca erken kalkıp üzerine bez parçaları geçirip bir yerlere yetişiyor... Hayatının ilk yıllarında andımız' a, sonra servise, sonra kantinde sıcak poğaça kuyruğuna ve en sonra mesai saatlerine...

Travmatik bir durum bu! Akıl sağlığı yerinde birini alıp her sabah düzenli olarak evi terketmeye zorlasanız... Ve bu terkedişlerde illa ki belirlenen kıyafetleri giyme kuralı getirseniz ne olur? Eee adamcağız bir süre sonra ya çıplak gitmeye ya da evden çıkmamak için bahaneler üretmeye başlar. Ama tek başına değil de bizim gibi sosyal bir çevre içinde yaşıyorsa o zaman başka savunma mekanizmaları devreye girer...

Geç kalmak çokça gözlediğimiz bir savunma mekanızmasıdır. Geç te olsa işine gelen birey sisteme karşı sorumluluğunu yerine getirip bir yanda da kendi isyan duygusunu tatmine yönelik hareket etmiş olur. Biliyorsunuz, isyan duygusu akıl sağlığını koruma yolunda önemli bir otoreflekstir. Birey bilhassa başkaları ya da sosyal kurallar tarafından birşeyler yapmaya zorlanıyorsa...

"Tamam zorlanma arkadaş, sen evde kalmakta özgürsün" gibi okuyucu geri beslemeleri gelebilir. Öncelikle bu aç insanı beslemeye yelteneceklere çok teşekkür ederim, ama amaç o değil. Yani ben hem para kazanayım hem de işe gitmeyeyim istiyorum. Hem çikolata, hem oyuncak hem sopa ister gibi :)

Şu kısacık ömrümde biraz daha müzik dinlemek, piyano çalışmak, kitap okumak, film izlemek, konser izlemek ve yeni yerler yeni insanlar keşfetmek istiyorum. Tabi bunları yapmak için de bir miktar para!

Aklıma ilk gelen şey inek sağma makinası ! Büyük bir proce... Hayata geçmesi ne kadar sürer bilemiyorum. Teknik alt yapıdan anlamam, orası bilim insanlarının işi. Benim yapabileceğim hayal gücümle beyin fırtınaları koparmak:

Mesala süt yerine enerji sağan makinalar olsa...
Çalıştığımız firmanın görevlileri her sabah kapımıza gelip makinayı münasip yerlerimize bağlasa...
Fışır fışır fışır o gün için ihtiyaç duydukları enerjiyi (ATP molekülleri) tüplere sağsalar...
Patron bunları kompütürlere, diğer insanlara, robotlara falan yükleyip işini görse...
Biz de ay başında litre hesabından maaşımızı alsak...
Kendimize ve ailemize daha çok zaman ayırsak...
Ve hobilerimize...
Ve hayallerimize...

Proce böyle. Fakat mucize falan üretmiyor ha! Yorgunluk yine var, her sağılmadan sonra yere kapanıyorsunuz. Hem zihinsel hem bedensel olarak bitmişsiniz. Sinirler gergin, saç dipleri sertleşmiş... Ama koca gün hala sizin, japonca kursuna başvurun, buz pateni öğrenin, çocuklarla çift kale maalle maçı yapın, arkadaşlarınızla kabak çekirdeği çitleyin falan işte...

Ne o bazılarının kaşları çatılır gibi oldu. "Bu yaştan sonra süt inekliği yapmak erkek adama yakışmaz" diyorsunuz... Eee hacım, günün sonunda sağılmış olmak iyi de başında sağılmak mı kötü? İneklik baki olduktan sonra bize her yer mandıra değil mi?

Eh, mesajı da verdiğimize göre yazıyı kapatabiliriz. Hadi esen kalın!