28.07.2008

Hayırdır İnşallah


Bir yabancı dili rüyalarında bile konuşuyorsan o dili iyice geliştirdiğini, içselleştirdiğini söylerler... Dün gece hayatımda ilk kez ingilizce bir rüya gördüm. Başta ben olmak üzere rüyada görev alan tüm insanlar ingilizce konuşuyordu. Tabi senaryo herzamanki gibi zayıf olduğu için ne yaptığımızı nereye gittiğimizi tam olarak anlamadım. Fakat genel itibariyle bir çaba içinde olduğumuz, biryerlere yetişmek için koşturduğumuz söylenebilir... Buraya kadar herşey normal. Normal olmayan ve hatta "yuh bu ne saçmalık" dedirten bir şey var:

Rüya Türkçe alt yazılı.

23.07.2008

Tradiyşınıl Törkiş Spiniç Suup


Elimde olan tek şey bir baş soğan.
Bilmemne sebzesi yağından bir tutam döküyorum tencereye.
Anamdan bana geçen en büyük hünerle doğruyorum soğanımı.
Allah herkesin rızkını verir.
Başlıyorum çevirmeye...
Pembeleşmeye son 2 dakika kala hala bulmuş değilim yapacağım yemeğin adını.
Adının olmaması yemeğin ana maddesinin bulunmamış olmasından kaynaklanıyor.
"Ve sana söylemek istediğim en güzel söz henüz söylememiş olduğum sözdür " gibi...
Henüz pişirmemiş olduğum en güzel yemek aday adayımın ilk girdisi lavaboda pirinçlerini yıkamakta olan Zarar' dan geliyor nihayet. Pirinç.

18.07.2008

Demiryolu Günlüğü 5


Trenimiz an itibariyle Oha ya! (Ohio) eyalet sınırlarına girdi. ABD içerisinde bir eyaletten diğerine geçerken hiçbir şey farketmemenize karşın, bir sınırdan ötekine atladığınız anda tabi olduğunuz kural ve kanunlar büyük ölçüde değişmiş olabiliyor. Yani bir eyalette suç olan bir hareket diğerinde daha az ya da daha çok suç olabilir demek bu (hiç suç teşkil etmemesi de mümkün tabi) Amerikalıların anlattığına göre profesyonel hırsızlar hangi eyalette hangi suçu işlemeleri gerektiğini iyi bilirlermiş. Bu iş migros, tansaş bültenlerini takip edip hangi mal nerede daha ucuz diye araştırmaya benziyor... Aklıma gelen bazı tuhaf ilanlar şöyle: 

" Adam bıçaklamada yüzde yirmiye varan tenzilatlar- Kuzey Karolayna "
 

" Irza geçmek artık zor değil! Altmış yaşın üzerine yapacağınız her girişimde yüksek oranda affedilme garantisi! 40-60 arası 2 yıldan başlayan hapis olanakları... Minesota' ya gelip çeşitlerimizi yerinde görün!"
 

- Aysel, duydun mu? Alabama' da haneye tecavüz ağır suçlar kapsamından çıkarılmış. 
- İnanmam!  
- Üstelik hafta sonları altıdan sonra yapacağın her gasp, adi hırsızlık ve soyguna bir çekiliş kuponu...  
- Mümkün değil! 
- Yalanım varsa şurdan şuraya gitmek nasip olmasın.

Sanal Taşınma 2


Sayfanın halini görünce şaşırmışsınızdır büyük ihtimalle. Sonunda Blogspot' a taşınanlar kervanına ben de katılmak durumunda kaldım. Türk sitesi diye seviyor sayıyorduk ama bu Blogcu iyice sabrımızı taşırdı artık. Kaybolan yazılar, zamanında gözükmeyen yorumlar derken şimdi de kocaman reklamlar indirmeye başladılar tepemizden...
 
Bundan sonra yazılarımı http://sarkuteri.blogspot.com/ adresinden takip edebilirsiniz. 2006' dan beri yazıyorum ve bu üçüncü blog adresim olacak. Hiç heyecanlı değilim! Umarım son "sanal taşınma" olur. Bir öncekini burada anlatmıştık. Ama merak etmeyin, Blogcu altyapısında kalan yazılarımı en kısa zamanda yeni adresime taşıyacağım.


GELECEKTEN NOT: En kısa zaman dediğim süre iki yılı geçti :) Ama yazılar tümüyle blogspot' a taşınmış durumda. Afferim bana.
 

17.07.2008

Demiryolu Günlüğü 4


Nihayet Şikago trenindeyim. Canımı sıkan iki nokta var:  

1- Bu trende priz yok (ütüyü nereye takacağız?)  
2- Bilgisayarımda bir atımlık güç kaldı.

Canını sıkan bunlar olsun aslanım, diyerek zor günler için sakladığım çizgili defterimle kalemimi çıkarıyorum. Çok eski zamanlarda insanlar yazı yazmak için bu gereçleri kullanırlarmış. Böyle yazmak zor olacak elbet ama en azından satırbaşlarını not edip elektrik bulduğum yerde temize çekebilirim.


Yolculuğun ilk dakikalarında hiç sesi çıkmıyor gürültücü zenci adamın. Acaba uyumuş olabilir mi diye dönüp çaktırmadan bakıyorum. Gözlerini camdan dışarı dikmiş çakmak çakmak bakıyor. Belli bir şeyler var kafasında. Normal insanlarda olmayan, uygunsuz bir yerine basıldığı zaman kıvılcımlar saçan bir kafa bu. Aman diyorum, böyle camdan baka dursun derin, rahat, sakin... Ve yol boyunca kulaklarımdan düşürmediğim Erkan Oğur türkülerini dinlemeye dönüyorum.

11.07.2008

Zengin Kalkışı


Önce biri sonra diğeri ayrıldı aramızdan. Valizlerini toplamaya vakitleri olmadığı için birer top bez alıp gittiler. Ani olması işin doğasındaydı elbet ama bu kadarını hakkaten beklemiyorduk, gücümüze gitti... En çok anneleri bakakaldı arkalarından. Bizler sokağın başını dönene kadar el salladık.

Zarar


"Hayatı zarar ettin bana Zarar" demek istiyorum. Hatta diyorum da, fakat cümlenin muhattabı olan kişi beni anlamıyor... Kendisi Hintli. Adı "Zarar" olan müslüman bir Hintli hem de. Benden iyi olmasın o da namazında niyazında bir insan. Geceleri biraraya gelip peygamber efendimizin hadis-i şeriflerinden bahsediyoruz (Gülmeyiniz)

Birileri bizim hintlilere "Amerika' da yiyecekler çok pahalı" demiş. Onlar da gayri ihtiyari koliyi sırtlayıp gelmişler. Ambalajlı pınar kangal sucuklarımı "forbidın-yasak" diyerek gözümün önünde çöpe atan havaalanı polisi bunların kolilerini çatır çatır geçirmiş. İçlerinden gelen yoğun baharat kokusuna rağmen birer kıyafet kolisi olduklarına inanıvermiş. Hint büyülerinden başka bir açıklama bulamıyorum.

3.07.2008

Tanrıyı Çöpe Atmak


Dünyanın çeşitli ülkelerinden insanlarla ev arkadaşlığı tecrübelerim oldu. Şöyle bir düşünürsek; İtalya, Portekiz, Almanya, Kore, Ukrayna, Moldova, Kolombiya ve Salvador, diye sıralayabilirim. Fakat dün itibariyle bunlara öyle bir memleket eklendi ki saydığım tüm bu ülke insanlarının pabucunu dama atacak gibi geldi bana.
Hindistan...
Kendine özgü gelenekleri olan bu ülkenin vatandaşlarından Çiitın ile aramızda daha geldiği ilk gün şöyle ilginç bir diyalog yaşandı: