20.02.2010

Günaydın Güzelim


Çok tuhaf birşey oldu. Bir önceki yazıda değindiğim "sabah uyandırma" cümlesinden şikayet etmiştim, hatırlarsınız. Geçen pazar Çavuş Metin bizim koğuşa "good morning beatiful" şarkısını söylerek girince rüyada bile bu kadar saçmalık olmaz diyerek uyandım. Öyle ya askerdesin, koğuş kapın açılıyor ve üzerinde işbaşı kıyafetiyle çavuş, ingilizce romantik bir şarkıyla insanları uyandırıyor. Müzikal film gibi. Hani yataklardan sırayla doğrulup şarkıya eşlik etmeye başlasak hiç kimse yadırgamayacak. Öyle duygusal bir hava hakim. Gülsen gülünmez, ağlasan ağlasan ağlanmaz. Bir süre bekledik, bir iki mısra değil tüm şarkıyı ezberlemiş adam. Çoştukça çoşuyor. Sesi pek güzel sayılmaz ama doğru ritminde söylüyor. Zarif bir dekreşendo ile şarkıyı bitirip başka hiçbirşey demeden çıkıp gitti. Usulca doğrulup birbirimize baktık. Filmin müzikli sahnesi bitmiş diyaloglara geçilmişti.

4.02.2010

Haydi Beyler Günaydın!

 
Ayakta olan beylerin uyuyan beylere hitabı bu. Ayaktakiler o gecenin nöbetçi çavuşları; uyuyan beyler de biz oluyoruz. O günkü mesaisine gitmek üzere kalkması, giyinmesi ve gözlerindeki çapağı sıcak suyla temizlemesi gerekenler... Şimdi şikayet etmenin anlamı yok, keyfimiz yerinde. 24 saat sıcak var. Kişisel ve perdesi olan duşlardan bahsediyorum. Hamam tasıyla kafaya su dökmek yok. İşimiz de güzel, orduevindeki memurlar gibi çalışıyoruz; tek farkı mesai sonrası ev yerine koğuşlara dönmek. Askerlik çok zor değil, yeter ki şu "başlıktaki" gibi uyandırılmayalım. Hele küçükken anfi yutmuş o bariton sesli asker tarafından hiç uyandırılmayalım. Birileri koğuşa girip "haydi uykucu tembeller işe geç kalacaksınız, komutanın poponuzu pataklamasını istemiyorsanız lütfen hemen kalkıp giyinin" gibi kötü bir dublaj türkçesiyle uyandırsın. Ya da başka saçma cümleler kursun, hiç farketmez... Yeter ki "Haydi Beyler Günaydın" la uyanmayalım. İki aydır her sabahın altısındaki kabusum oldu bu.