5.07.2010

Hafıza

 
Atalarımız da bizim gibi kıyaslama yapmaya meraklıymış. Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi diye merak etmişler. Eh o zamanlar basılı kaynaklar kısıtlı olduğundan, bilse bilse "gezen" daha çok bilir diye karara bağlamışlar. Fakat bu gezen kişi de nasıl bir seyyahsa artık, eline zerre kitap almadan geziyormuş. O zamanlar Kamil Koç yok, hayatı yollarda geçen adam kendini nasıl oyalıyormuş ki?

"Ya ne okuycam, nasıl olsa çok geziyorum. Çok bilen adam olmama şunun şurasında 6 vilayet, 4 kasaba kalmışken niye kasayım aga?"

şeklinde mi düşünüyordu acaba? Halbuki gezdiği kadar da okuyup incelese ünlü türk büyüklerine yeni bir isim eklememiz mümkün olabilirmiş. Ama tercih meselesi tabi, bazı atalarımız yedikleri içtikleri kendilerine kalmak kaydıyla gezip gördüklerini anlatmayı daha cazip bulurken, bazıları da kariyerlerine "görece daha az bilen insan" olarak devam ederek kitaplara gömülmeyi seçmişler. Bunların hepsi ata. Ataya saygı duymak lazım.