31.12.2010

İki, Bin, On ve Bir

    
Bu dört arkadaşın el ele verip koca bir yılın hakkından gelmesine çok az kaldı. Bir önceki yılın Aralık ayında nice umutlarla beklediğimiz 2010 yılını şimdi "pis, kaka" diyerek uğurlamaya, hatta kaba etine denk getirebilirsek güzel de bir tekme sallamaya hazırlanıyoruz. Nankörlük bizimkisi. İnsanoğlu çiğ süt emmiş, diye boşuna dememişler. 

Fakat ben şahsen 2010' dan çok memnun kaldım. Uzun zamandır gözümde büyüttüğüm askerlik görevimi tamamladım bu yıl. Yurtdışındaki özlem günlerinin ardından ailemle bol bol vakit geçirme şansım oldu. Babam 37 yıllık memuriyet hayatını bu yıl sonlandırdı. Ve ben Türkiye' deki ilk işime bu yılın son ayında kavuşmuş oldum. Daha ne istenir ki bir yıldan? Ha, bir şey kaldı geriye ama onu da iki, bin, on ve bir  kardeşlere havale ettik artık...
    
>>

Bir Kanada firması için çalışmaya başladım, hatta o firmanın Türkiye temsilciliğine soyundum. Erotik oyuncaklar pazarlıyoruz. Ben böyle anadan hüryan bir şekilde seks şop seks şop gezerek ürünleri tanıtıyorum. Yanız Türkiye' deki bütün seks şoplar üst katlarda yer aldığı için işim çok yorucu oluyor, bütün o plastik ekipmanla beraber merdivenleri inip çıkmak zorunda kalıyorum. Avrupa birliği kapısında bekleyen bir ülke olarak zemin katta bir seks şop açamamamız ne acı. Fakat AKP hükümetinden bu konuda destek sözü aldık. Bizzat firmamız tarafından başlatılacak pilot projeyle başta büyük kentlerimizdeki semt pazarları olmak üzere çeşitli popüler mekanlarda ürünlerimizi tanıtacağımız standlar kurmayı düşünüyoruz. Ülkemizde büyük bir potansiyel var ama piyasa üç beş çapulcunun elinde, onlara da merdiven tırmanarak ulaşmak gerekiyor.

Hehehe. Yukarıdaki paragrafın ilk cümlesinde kullandığım "soyunmak" lafına kadar her şey yolunda gidiyordu, sonra sapıttım :) Hah, ne diyorduk... Kanadalı bir firma, çatısı açılıp kapanma düzenekli sera kuruyoruz. Türkiye' de henüz bir örneği yok. Ama özellikle güney iklim kuşağı için çok faydalı bir yetiştirme yöntemi... Firmanın Türkiye' de bir ofisi yok, henüz yasal bir kimliği de yok. Bir tek ben varım :) Ben de pek yasal bir adam sayılmam ama idare edeceğiz artık. Çok yakında, işleri takip etmek üzere Antalya' ya taşınıyorum. Ev-ofis tarzında bir çalışmam olacak, dışarıdan kaşarlı pide söyleyeceğim falan. Pijama ile "skype" görüşmeleri yapacağım. Mesai saatleri yok ama dünyanın bir ucundaki patrona elimdeki telefonla her daim bağlıyım. Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerindeki tarım fuarlarına katılacağım, yılda bir iki defa şirketin genel merkezine gideceğim... İlk vize başvurumu bir kaç gün içinde Almanya' ya yapıyorum. Hayırlısı ile bir sorun çıkmadan alırsak leyleklere rakip olmak işten bile değil...

Eski bloglardaki tüm yazılarımı karınca gibi taşıdım buradaki arşiv bölümüne. Haftada bir gün belirleyip her hafta aynı gün yazı eklemeyi tasarlıyorum. Planlı programlı. Ayda dört yazı benim için iyi bir ortalama olur. Şu anda ayda bire düşmüş durumdayım. Ama inşallah yeni yılda başlanacak rejimler gibi fos çıkmaz bu tasarı. Henüz ocak ayı için söz vermiyorum çünkü yapacağım çok fazla iş var ama Antalya' ya yerleşip hayatımı hafif rayına sokmaya başlayınca düzenli bloglamayı başaracağımı zannediyorum. Zaten planlı bir insan olmazsam şu anda üstlendiğim görevi de yürütemem. Yapılacak sayfalarca tercüme, görüşülecek 30 kadar firma (seks şopçular) alınacak vizeler ve yazılacak raporlar beni bekliyor... Gelecek yıl sıkı çalışmalıyım.

Ama önce 2010' a teşekkür edelim. 
2010' cuğum seni göndermek istemem ama doğanın kanunu bu, dünyamız güneş etrafındaki bir tam turunu tamamladı. Hatta sana tur bindirmek üzere! O yüzden sen selamını ver çık. Bana getirdiğin herşey için şükranlarımı sunuyorum. Gittiğin yerde diğer geçmiş yıllara da selam söylemeyi de unutma. Haydi selametle...

Şimdi baylar bayanlar,  hepinize mutlu yıllar dileyerek iki, bin, on ve bir kardeşleri sahneye davet ediyorum. Alkışlarınızla...

6 yorum:

Adsız dedi ki...

ne güzelmiş..

=)

atalet

Çağlar dedi ki...

İşte takip edilecek bir konu daha. Bittin oğlum sen. Hedeflerini tutturamazsan çekeceğin var elimden.
Şaka bir yana ilgi ile takip edeceğim bu hedefleri. Sen de artık "ben de yapabilirim" diyeceğim modellerden oldun :)

basak dedi ki...

Dilerim, 2010'dan da 2011 kaar memnun kalırsın yec:)

Şarküteri dedi ki...

ATALET:
Teşekkürler atalet, mutlu yıllar diliyorum.

ÇAĞLAR:
Zaten ben de onun için açıklıyorum burada. Çağlar takip etsin de ben de yapmak zorunda kalayım diye :) Sırf senin diline düşmemek için elimden geleni yapacağım. Hehehe. Bugüne bugün hemşeri de olcaz.

BAŞAK:
Yerleri ters mi olmuş onların :) Teşekkür ederim Başakçım. Mutlu başarılı ve bol gezmeli bir yıl daha diliyorum sana.

mit dedi ki...

4, 8, 15... öhöm! Ne diyorduk? Ah evet, 2010. Biraz geç de olsa ben de yeni yılını kutlarım arkadaşım. Ben de blog dünyasından iyice uzaklaştım senin gibi. Senin en azından yazmak için bir planın programın, en azından umudun var. Ben de o da yok!

Sekis şop maceraların şimdiden hayırlı olsun :) Ben de ne oluyor dedim :) Neyse ki sonradan gerçeği yazmışsın. Yeni işin hayırlı uğurlu olsun. Umarım her şey istediğin gibi gider.

Sevgilerimle...

Şarküteri dedi ki...

MİT:
Valla blogtan bence asıl uzaklaşan benim Mit. Sen maşallah hikayelerinle, blog yazılarınla gayet güzel devam ediyorsun. Benim durumum umarım ki geçicidir. Yani işe alışana kadardır inşallah.

Seks şop işleri zor hakkatten :))