31.01.2011

Ocak Ayı Toplaması


Ocak Ayı Toplaması' nı ocak ayının son saatinde yazmaya başlamak ta ayrı bir güzel oldu. Kendi kendime verdiğim sözlerden ötürü (kimden ötürü, senden ötürü) herhangi bir ayı en az bir yazı ile taçlandırmam gerekiyor. Boz ayı, kutup ayısı fark etmez, önemli olan en az bir yazı ile dolması. Doldurulması.

Çocukluğumdan beri mizah dergisi okuma alışkanlığına sahibim. Yaşım gereği Gırgır' da kenar süsü niyetine çizilen "Özal" başlarını da hatırlarım. Son yıllardaki tutkum da Uykusuz ve Penguen dergileri... İnanır mısınız, tam 5 haftalık dergi birikti evde. Genelde çıktığı günde ya da taş çatlasın bir sonraki günde okuyup bitirdiğim dergilerimi okuyamaz oldum. Hom ofis beni benden aldı.



Daha önceki yazıda değindim gibi belli bir iş saatim, bürom, ofisim yok. İşlerimi evden yürütmeye talip oldum. Yani çarşıya çıkmadan nar alıp gelmek ve narı daha açmadan "bin tane" çıkacağını kestirmek zorundayım. Bu da tecrübe istiyor, tecrübe zaman istiyor, zaman sabır istiyor, sonra hepsi birden uşağa!



>>


Yapıyorum, yapamıyor değilim ama çok streslenerek yapıyorum. Otel rezervasyonu yapmam gerektiğinde bin defa arayıp kontrol ediyorum. Şirket adına birşey almam gerektiğinde hiç sevmediğim "kıl alıcı" tipine bürünüyorum. Epilasyon aleti gibi satıcının kıllarını bir bir alıp adamı iyice bir sinir ediyorum. "Yere düşürünce bozulmaz di mi? "Garanti kapsamı daralmaz di mi?" diye başlıyorum ecel suallerimi sormaya.

Patronum yirmi gün içinde üç ayrı ülkenin vizesini almamı istedi benden. Bir adet vize almak bile yeterince kök söktürücüyken Almanya, Kanada ve ABD vizelerini alma girişimlerinde bulundum. Bu uğurda Ankara ve İstanbul il sınırları içine hızlı dalışlar gerçekleştirdim. Bu arada Antalya' ya uğrayıp bir ev tuttum. Bazı önemli eşyalarımı Çanakkale' den kargo ile Antalya' ya yolladım, bizimkilerle beraber tekrar Antalya' ya indim, çabuk tarafından evi düzdüm. Bazı ufak tefek eksiklikler dışında iyi kötü yaşanabilecek bir yere benzedi işte... Bu gece itibariyle de kendisi içinde yaşamaya da başladım. Antalya soğuk lan bu arada! Bildiğin soğuk.

Yukarıda saydıklarımın dışında tabi patronum gerek meyiller gerekse de sıkayp üzerinden konuşmalarla elime sürekli yeni işler tutuşturdu. Mesai saatleriyle çalıştığında akşam beşten sonra "banane olum" deme şansın oluyor. Yani işle ilgili bahsedilen o tüm sıkıntılar en azından günün bir bölümü senden uzakta oluyor. Ama serbest mesaide 7 /24 diken üzerinde olma durumu var. Hele bir de söz verdiğin işi yetiştiremediysen dadından yenmiyor. Şirket hesabından gelen her meyil ile birlikte bir damla soğuk ter bırakıyorsun. Soğuk soğuk kayıyor.



Bu arada Şubat ayına son 15 dakika kalmış. Aman diyim, ocağı kaçırmayalım. Şimdilik haberler böyle. Yukarıda bahsettiğim üç vizeyi de almayı başardım. Şubat 7' den itibaren fuarlara katılmak ve bizim şirketin yaptığı bazı seraları görmek üzere sırasıyla Almanya, Meksika ve Kanada' ya gideceğim. Şubat' ın 23' ünde geri dönmüş olacağım. Görüşmek üzere!

8 yorum:

mit dedi ki...

Yeni evin hayırlı olsun öncelikle. Antalya'nın bu gibi geceleri kısa sürüyor neyse ki. Sen fuarlardan döndüğünde düzelmiş olur tahminimce.

Homini ofis çalışmak da gayet çetrefilli bir şeymiş yahu. Allah kolaylık versin kardeşim.

Bu arada her şeye rağmen neşeni kaybetmediğini görmek güzel :) Tek olsun bizim olsun, sen yine de her ay yazmaya gayret et.

Görüşmek üzere...

gibi dedi ki...

Hayırlı olsun yeni evin Allah oturmayı nasip etsin:)
0 nasıl bir koşuşturmaca öyle , benim burda başım döndü-15 günlük ense moduna geçtiğim düşünülürse- epey döndü..
Gittiğin yerlerden kart atabilsen keşke bize:)
İyi yolculuklar şimdiden..
Görüşmek üzere sevgiler..

Adsız dedi ki...

Müdür,
Takipteyim diyorum bak. Ensendeydim, son anda kurtardın :)

Yalnız cidden okuyunca insanın başı dönmekte olayların kalabalıklığından. Dahası da gelmiş geçmiş benim bildiklerimden, ellerinize sağlık diyorum. Büyüklere selamlar diyor, hemşerilik müessesesine ulaştığımızı da belirtmeden geçemiyorum.

-caglar

Adsız dedi ki...

daha bir kaç gün öncesi seni düşünüyordum. askerlikten sonra sırra kadem mi bastı bu adam diye. yeniden türkiye'de yaşamak onu ne hale getirmiş olmalı diye düşünürken sen çoktan yerleşivermişsin antalya'ya... hayırlı olsun...

birde şu home office işlerini bulabilen, yapabilen herkese gıpte etmekteyim. bu tarz bir iş bulmanın yolu yöntemi nedir bilmek isterim :)

ps: biliyorum yecim davulun sesi uzaktan kulağa fena halde hoş gelmekte :P

Adsız dedi ki...

Merhaba...

Öncelikle yeni eviniz hayırlı olsun. Hayat epey yoğun ve güzel geçiyor anlaşılan. Artık dönüşünüz de gezdiğiniz yerlerin fotoğraflarını ve yazısını görürüz bu güzel sayfada...

figoltx dedi ki...

Hayatindaki tüm yenilikler hayirli olsun. Yogun bir dönem senin için ama çok basarili olacagindan eminim. Müzige zaman ayirabiliyor musun bu yogunlugunun içinde? Nasil ayda bir toparlama yazisi yazmayi hedeflediysen müzikle ilgili de minik bir hedef koy derim aylik planlarinin içine :-). Sevgiler Nairobi'den...

figoltx dedi ki...

2012 Şubatta senden artık 2011'in toplamasını bekliyoruz. Artık nasıl yazarsın, yazılara sığdırabilir misin yaptıklarını bilemem ama seni meraktayız. Bu kadar açma arayı Şarküteri...

Şarküteri dedi ki...

Yorumları toplamak hiç bu kadar uzun zamanımı almamıştı :)

MIT:
Neşemi kaybedersem ben de biterim sanırım. Her durumda muhafaza etmeye gayret ediyorum. Şu anda gene kış mesala ama geçen seferki gibi soğuklar yok pek. Herşey yolunda. Teşekkür ederim Mit. Elimden geldiğince yazmaya devam edeceğim. Bu arada sen napıyorsun görüşmeyeli dostum? Kitap fuarlarında fotolarını görüyoruz. Senin başarın blog sınırlarını aştı anladığım kadarıyla.

GİBİ:
Koşuşturmaca devam ediyor ama ben zihinsel cümlemi değiştirdim, dediğim gibi :) No stres! Herşey için zamanım var. Ommmmmmmm!

ÇAĞLAR:
Müdür, nefesini her an hissetmekteyim ensemde! İlgin ve alakan için teşekkür ederim. Evet artık gerçek bir hemşerin oldum bak :)Senin de son yazının üzerinden tam bir yıl geçmiş paşam.

DOLPHIN:
Aman dolfin bulaşma sakın home office işlerine. Çok fena :) Şaka bir yana belli bir yöntemi yok. Ben de tesadüf eseri buldum diyebiliriz. Sırra kadem basma durumu oldu gerçekten ama hep buralardaydım aslında. İş yoğunluğundan değil ama iş yoğunluğu yüzünden hissettiğim stres gerdi beni. Şimdi daha iyi hissediyorum kendimi.

EMİNS:

Merhabalar, ya işte koptuk bir şekilde :) Geziler, fotolar çok var da kayıt düşemedik. Çok teşekkür ederim.

FIGOLTOKS:

Merhabalar figoltoks, müzikle ilgili tam bi çuvallama içindeyim açıkçası. Yeni hedefler koymaktan ziyade elimdeki mevcut bilgiyi unutmayayım yeter şu aşamada! Çok teşekkürler. Ama 2012 Şubat' ı beklemeden böyle kısa bir yazı yazmayı başardım çok şükür. Tabi anlatacak dolu şey var ama ufak ufak inşallah yazacağım. Sevgiler.
Senin hiç hız kaybetmeden yazabildiğini görmek çok güzel! Kolay gelsin!