5.05.2008

Sarılığı Tutturmak


Dostlardan gelen sitemkar mesajları daha fazla gözardı edemeyeceğimi anlayıp (daha da mı gözardı edeceğidin?) bilgisayarın başına oturdum. Daha doğrusu onu, emzik saati gelmiş yavru misali şevkatle kucağıma aldım. Neyi kucağıma aldım? Bilgisayarı... Burada "neyi" sorusu bize belirtili nesneyi veriyor.

Bilenler bilir, bu benim ikinci Yunaytıt Siteyts maceram. Birinci macera yine bu blog satırlarında, yer yer vatan hasreti, yer yer ABD- TC karşılaştırmalı gözlemler olarak yer bulmuştu kendine... Elbette ki kaldığımız yerden devam edeceğiz, yine ilginç olayları, insanları yazıp hayatımıza notlar düşeceğiz. Lakin bu sefer bir nebze daha kaşarlaşmış bir gurbetçi olarak insanları göz yaşlarına boğmadan, kendimizi acındırmadan yapacağız bunu... Sen kendi rızanla gurbet gemisine miço yazılmışsın arkadaşım (virgül) niye sızlanıp duruyorsun, derler adama... Kimler der? Onlar. Burada "onlar" gizli özne.
    
>>

Eve yerleştim. Bu iki katlı geniş evi 1 Türk, 1 Ukraynalı, 1 Koreli ve 1 Alman arkadaşla paylaşırken, banyomu da Türk arkadaşla paylaşıyorum. Evde paylaşılmadık bir santimetrekare yok. Mesala mutfak gereçleri, tv, ütü masası gibi şeyleri aynı anda beşimiz birden paylaşıyoruz. Ha keza çamaşır makinesi ve kurutma makinesini...  Normal bir çamaşır yıkama seasında başınıza gelecek en doğal şey, bir önceki arkadaşın çamaşır makinesinde unuttuğu ıslak çamaşırları alıp kurutucuya atmak olacaktır. Fakat bunun için öncelikle, kurutucuda unutulmuş olan kuru ve temiz çamaşırları çıkarıp üst rafa, unutulmuş diğer kuru ve temiz çamaşırların arasına (sağa sola iyice sıkıştırınca giriyor) istiflemek gerekir. Burada dikkat edilecek nokta, bütün bu çamaşır öbeklerinin farklı kişilere ait olması durumudur. Yani A kişisinin donu, B kişisinin pantalonunun arasına girmemelidir. Öbekleme ve sıkıştırma işlemlerinden önce her zaman, öbek arası poşetlerinin yerlerinde olup olmadığı kontrol edilmeli... Sonraki işlem kolay, kendi çamaşırlarınızı makineye atar ve orada unutursunuz.

Böyle anlatınca komik gibi durdu ama durum çok ciddi, uluslararası hassas dengeler söz konusu. Ev içinde atacağınız herhangi bir yanlış adım mesala Kore-Türkiye dış işlerini gerebilir... İzinsiz dalınan bir baş muz, bıçağın ucuyla kanırtılan nutella ve sıkım izni alınmadan sıkılan pörsük limon gibi durumlar diplomatik "nota" gerektiren durumlardır. Bu saydığımız fiillerden en az birini gerçekleştirip üstüne bir de yakalanırsanız cürüm işlediğiniz ülkenin başkentinden "nota" almak kaçınılmazdır. Bu "do" olabildiği gibi "re diyez" ya da "fa naturel" de olabilir. Hangi nota olduğu önemli değil, sonuçta gelecek herhangi bir nota eviçindeki armoniyi, uyumu bozabilir. Ev arkadaşım Fırat, geldiğim ikinci günde şu önemli açıklamayı yapmıştı:

- Eğer alt kattaysan ve Daniel' in (Bağımsız Alman Hükümeti) tuvaletini kullanacaksan çok dikkatli ol. Eğer hafif bir sarılık varsa, ayrılırken de aynı hafif sarıyı tutturana kadar çek, sonuna kadar çekme (sifondan bahsediyor) Adam çok dikkatli, anlıyor.

Amanın saat 12' yi vurmuş bile dostlar. Uykum, ortası kof bir balkabağına dönüşmeden önce terk etmem lazım burayı. Yoksa yarın erken kalkamaz ve servisi yakalayamaz' ım. Anlatacak çok şey var elbette, şimdilik terliğimin bir tekini bırakıyor ve prensin balosunda görüşmek üzere esenlikler diliyorum. Kimin balosunda? Prensin... Burada "prens" kralın oğlu.


ÖNCEKİ YORUMLAR:

Yazan:oyanindunlugu | Tarih: 2008-05-15 11:58:04
Konu: uluslararası dengeler
"aynı hafif sarıyı tutturana kadar çek"
:) ahahahahaha.. koptum koptum :)))
zordur o kıvamı yakalamak yahu.. kolay gelsin diyelim bari :)

Yunaytıt Siteyts maceraları iyi oluyormuş Yec.. devamı en sürede bekliyoruz, ona göre..

hamiş: "henüz üç yaşında bir kardeşim var, seni ondan bile kıskanıyorum" u dinledim bu arada.. hatta linkini bloga bile koydum.. sağol valla :)))))
............
Ben de senin linkten tekrar dinledim şarkıyı. Uzun zamandır dinlemiyordum. Meğer ne iyi yapıyormuşum, yaktın beni Oya :)

Amerika maceraları, diyorum ama Rafet El Roman tarzı "macera dolu amerikaaa, insanlar çizme fotür kot pantilon" tarzı bir ABD özenti şablonu değil bu... Bir süre yolu bu ülkeye düşmüş bir blogcunun başından geçen maceralar gibi algılansın istiyorum. Sen de başka türlü anlamış değilsin zaten, genel olarak söyleyeyim dedim. Biliyorsun Amerika tehlikeli bir sözcük, kullanırken dikkatli olmak lazım.

Devamı gelecek.
Yazan:jidotakafu | Tarih: 2008-05-15 23:08:15
Konu: ..
Bu ara hangi almanla karşılaşsam adı Daniel...
Şimdi bu yazıdaki eleman Daniel...
Noldu bunlara yahu...
Bir zaman sora Hans'tan vazgeçip Daniel'e mi saldırmışlar...
Sağ Daniel..
Sol Daniel...

Bi de, ben de benim Daniel'le maceramı anlatıcam...
Benim hayatıma giren en sonuncu Daniel
çekimlerde kullandığımız manken çocuktu..
O çocuk da zaten hans olmazmış...
Yazık olurmuş, iyi ki Daniel yapmışlar..
Öyle bişey yani ...
Neyse...
Bu daniel manken olan yani...
Aman amannnn pek bi rahat
anadan üryan geziyo yanımda..
Anamm dedim o ne..
Adam manyak...
Nasıl rahat..
Dönüyo kıçını giyiniyo,soyunuyo falan ...
Bayılmıyorum ben bu duruma ..
Yanlış anlaşılmasın lütfen..
Tek oda var..
Ben de orada kız olan mankene
(ki o da bek bi justina idi maşallah )
giyinip soyunmasında yardımcı olmaktayım...
Bu Daniel ..
Aman Justina varmış..
Onu geç meslektaş hadi.
Jido varmış bi derlenip toplanayım yok...

Neyse de...
Danielden nereye geldik bak.
Makyöz çocuk da şöyle bi yorum yapmıştı..
Bilmem kaç yıldır bu işi yapıyorum da..
Ben bu herif gibisini görmedim...
Nasıl larçmış bu da abicim...Dedi ..
Genlerindeki Alman kanına attı suçu...
Sizin Danielin çişinden ziyade
daha ne enteresanlıklarına şahit olacağız hep beraber
merakla beklemekteyim ben Yecaittinim....
Gözlerinden öper..
Hmm, şu anda adını unuttuğum
ama yazıya dönmeye de üşendiğim için bakamadığım
Türk arkadaşına da selam ederim...
Öperim yanaklarından...
Senin tabi...

Gittim..
Uzattık çok.
.............
Fırat adı, aleyküm selam... Yok çok şükür bizim Daniel seninki gibi tuhaf değil. Bir kere Budist kendisi, namazında niyazında bir çocuk (meditasyonunda, budasında) Arasıra Almanca konuşmak dışında tipik Alman davranışları göstermiyor bile... Eee tuvaletine girersen kızabilir tabi, titiz adam. Ama ben girmiyorum zaten o yüzden sorun yok.

Senin bu Daniel yorumunu geliştirip yazıya dök bence. Ama sen bilirsin tabi. Bana komik geldi bayağı...

Bi de ev arkadaşlarımla ilişkilerim güzel aslında, yazıyı tekrar okuyunca onlara gıcık oluyormuşum gibi bir anlam çıktığını farkettim. Öyle değil, maşallah birleşmiş milletler genel konseyi gibi uyumluyuz :)  
Yazan:atalet | Tarih: 2008-05-17 14:07:00
Konu: ..
yazının tepe noktası açık sarı..
tabii evde kız yok
olaydı bi de.. kapak açıklığı kapalılığı ayrıntısı girecekti araya..
seni yeniden okumak güzledi.. de.. o pisiyi kucağına alıp yazma..
çok sakıncalı
hem ergonomik hem damarsal hem derin ısısın nerelere kadar yayılabileceği hesaplanırsa.. genel sistemsel yan etkiler yapıyo..
demeden geçemedim =)
sevgiyle kal..
.............
Atelet merhaba, seni de tekrar yorum yaparken görmek güzel. Umarım sen de beni yorumcu kimliğimle göreceksin yeşil sahalarda, şunun surasında ligin başlamasına ne kaldı :)
Evet, evde kız yok. Beş baş soğan olarak yaşıyoruz şu anda. Ama çıkmadık candan ümit kesilmez, gün ola hayrola...
Yok, pisiyi kucağıma soğutucu fanın üzerinde alıyorum. Üfür üfür estiriyor, yani soyadımın devamı en azından bu nedenle tehlike altında değil... 
Yazan:açıkdeniz | Tarih: 2008-05-18 17:18:49
Konu: ..
bu yazıya da mizah katabilmişsin ya Yec helal olsun. Kime? sana:)buradaki "sana" dolaylı tümleç oluyor galiba:)
Allah yardımcın olsun. Yazılarının devamını bekliyoruz..
.........
Evet bana da öyle geldi, bir dolaylı tümleç olarak iddialı değilim ama sorunun cevabı beni gösteriyor :) Teşekkür ederim açıkdeniz, allah hepimizin yardımcısı olsun.
Yazan:huzunlukelebek | Tarih: 2008-05-18 19:14:55
Konu: :))))
Oldu ya,o tuvalete girdin,
sifonu da fazla çektin:))))
Bekle dur,benimki gelsin de açık sarıyı tutturayım diye ha:)))))
Bayıldım:))))))
.............
Evet o tehlikeli işte, ama burada sifon ayarları oldukça hassas, kimyasal deney yapar gibi azar azar su katabiliyorsun çözeltiye :) Çok isteyen turnusol kağıdı ile asitliğini- bazlığını da ayarlayabiliyor.

Önceden tanışıyor muyduk kelebek?

Yoksa yeni mi müşerref olduk?
Yazan:huzunlukelebek | Tarih: 2008-05-19 10:20:53
Konu: :)
Önceden tanışmıyorduk...
Yeni müşerref oldunuz efem:)
..........
Öyleyse hayırlara vesile olsun efenim.  
Yazan:suleyman456 | Tarih: 2008-05-26 22:16:02
Konu: ...
Selam YEC,
Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba. Perşembe günü Timuçin Şahin geliyor gidelim mi?:)))
yine gurbet ellerdesin demek..
.........
Valla gidelim tabi Süleyman, özledim beraber konserlere gitmeyi. Ama sen yine de bana bilet alma, paran yanmasın :) Evet bir ayı geçik süredir buradayım. Hani bir laf vardır ya "ben gurbette değilim, gurbet benim içimde"

Hiç yorum yok: