26.12.2008

MİMLİ MÜZİK


Öbür yıla kadar yazı yazmam, dedik. Ama büyük konuşmamak lazım. Blogcu arkadaşım Dolfin beni mimlemiş, en çok sevdiğim on şarkıyı yazmamı istemiş... Ama hangi dönemde, hangi ruh halinde ve hangi tarzda olduğunu belirtmemiş. Müzik sevdalısı bir insan olarak ciddiye aldım bu soruyu, acaba dedim "Beni bugünlere taşıyan şarkılar neler? Hayatımın hangi dönemlerinde hangi parçaları dinliyordum?"

Düşündüm taşındım ve şöyle sınıflamaya karar verdim...
Çocukluk, 3-7 yaş arası:

Elbette ki yüzlerce şarkı gelip geçmiştir. Henüz müzik zevki oluşmadığı için her tür parçayı büyük bir iştahla dinliyorsun. Bu döneme damgasını vuran ne olabilir diye çok düşündüm. Ve sanırım buldum:

Ayrılık geldi başa katlanmak gerek
Seni çok çok özledim, arkadaşım eşek

24.12.2008

Yıl Sonu Toplaması


Hazır yıl sonuna gelmişken "blog başlığı sayıklamalarımı" derleyeyim de bedava yazı çıksın dedim. Bizim burada bir anene (gelenek, adet) var biliyorsunuz. "Şarküteri" başlığı altındaki tanım yazılarını sürekli değiştiriyoruz. Bunların bloğu tanımlama gibi kaygısı da yok üstelik, kendi başlarına serbest çağrışarak geliyorlar.

Aşağıda eskilerden seçtiğim bazı sayıklamalar var. Düzenli takip eden arkadaşlar hatırlayacak çoğunu. Ama hedef kitlemiz yeni okur. Gizli gizli okuyup kaçanlar var evet, tespit ediyoruz. Burada Ef Bi Ay' dan arkadaşlarla pizzalarımızı yerken bir yandan da on metre hata payıyla adreslerinizi tespit ediyoruz. Sizi ziyarete gelip on metre hata payıyla kahvenizi içeceğiz bir gün...

21.12.2008

Plastik Sandalye Sorunsalı



Bugün hayattan yeteri kadar tat almıyorsak bir sebep te plastik sandalyelerdir. Diyalogların sıradanlaşması, sevgilerin yozlaşması ve içsel yalnızlığın artmasında da önemli etkileri vardır. İnsanlığın bugüne kadar otura geldiği yüzeyler arasında en kişiliksiz, en sevimsiz ve güvensiz olanıdır şüphesiz. Doğal olmamasına zaten girmiyorum.

9.12.2008

Kestane Kebap


O zamanlar bilemezdik yavrum.
Çok yaygındı.
Sessizce masa üzerinde duran o şeyi ilk defa kim kucağına almak istedi?
Kimin aklına geldi böyle bir delilik cidden bilmiyorum.
Yirmibirinci yüzyıl insanlığın rahatlık uğruna yaptığı aptalca şeylerin tarihi derler...
Biz de tarihe geçtik.

Önceleri fark ettirmeden üflüyordu.
Kucağında mayışmış kedinin sıcak nefesi gibi yumuşak.
Sonra azdı.
Dizlerden kayıp o malum yer üzerine...
Offf.

8.12.2008

Fağri Olmam Meşreb-i Rindaneden


“Piyano dersi almamı annem istemişti. Banka müdürü’nün karısı olan modern bir hanım (Muhterem Hanım idi adı) sattı piyanoyu. Annemin öyle modern ve şık ahbapları olurdu. Duymuş bu hanımın piyanosunu satacağını. 'Kızıma bir piyano alayım da başlatayım' dedi, Muzaffer Arkan talebeydi lisede. Çok namuslu, çok efendi bir adamdı. Ondan ders aldım. Annem alaturka parçalar çalardı, kulaktan dolma, öylesine.. Ama benim klasik çalmamı istedi.”

Böyle anlatıyor işte Başak' ın babaannesi. 1930 yıllarda Konya' daki üç dört piyanodan birisine sahip oluyorlar. Öyle ki, piyano öğretmeninin bile kendi piyanosu yok. Babaanneye ders verdikten sonra bir iki saat izin isteyip kendi çalışıyor. Konya ilinden bahsediyoruz, Anadolu bozkırının ortasındaki tozlu kentimizden. Yıl bindoküzyüz otuz.

2.12.2008

Agalardan Papilere Yolculuk


Arkadaşlarımı farklı hitap şekilleriyle çağırma alışkanlığım ilkokul zamanında başladı. O zamanlar Zeki Alasya ve Metin Akpınar' ın oynadığı "Yaşasın Düşmanım" isimli absürd-komik dizide bolca geçen "agam" hitabı dilimize yapışmıştı... Kolalı yakalar ve siyah önlükler içinde beş-on sevimli yavru düşünün, bunların hepsi gırtlağını sürterek birbirlerine "agaaam" diye hitab ediyor... İşte onlar bizdik.

Gel zaman git zaman bu hitap şekli tüm sınıfa yayılmaya başlayınca agalık bilinci yozlaşmaya başladı :) Biz de modayı başlatanlar olarak agalığı bir sisteme oturtmaya karar verdik. Buna göre ben ve silah arkadaşım Kaya üç yıldızlı, Kıvanç ve Arda isimli arkadaşlarımız da iki yıldızlı aga olacaktı. Yeni katılmak isteyenlere "tek yıldızlı aga" kartviziti verip belli süre izlemeye alacaktık, başarılı olursa iki yıldıza geçebilirdi. Çok komik ama bu uğurda gerçekten çabalayan arkadaşlar oldu.