21.12.2008

Plastik Sandalye Sorunsalı



Bugün hayattan yeteri kadar tat almıyorsak bir sebep te plastik sandalyelerdir. Diyalogların sıradanlaşması, sevgilerin yozlaşması ve içsel yalnızlığın artmasında da önemli etkileri vardır. İnsanlığın bugüne kadar otura geldiği yüzeyler arasında en kişiliksiz, en sevimsiz ve güvensiz olanıdır şüphesiz. Doğal olmamasına zaten girmiyorum.
 
>>

Fizik derslerinden ebonit çubuğu hatırlarsınız... Hani saçımıza sürterek yüklediğimiz statik elektrik sayesinde küçük kağıt parçalarını çekerdik... İşte bu sandalye tamamen ebonitten yapılmadır. Gün boyu afedersiniz kıçımızı sürterek öyle bir statik elektrik yükleniriz ki, çevrede ne kadar kötü enerji varsa gelip şakkadanak üzerimize yapışır. Toprakla temas edip sakinleşmemizi de engeller bu plastik sandalyeler.

Sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde artmaktadır sayıları. Gözümle gördüm, burada Mayami' de var. Dünyanın en romantik şehri Paris' te, kaldırım üstü oturma grubu olarak gördüm. Oturdum. Üzeri kayış gibi siyah, kolçaları güneşten sararmış, paslı, tuhaf bir renge bürünmüştü.

Kırılıp eskimeleri çok kolay olmadığı için daha yıllarca elden ele kullanılacaklar... Bir yandan da harıl harıl üretiliyor, biliyorsunuz. Plastiğin doğada 1000 yıl çözülmeden kalabildiğini göz önüne alırsak nasıl bir kuşatma altında olduğumuzu kolayca görebiliriz. Yani 3000' li yılların uzay çağında insanların hala bunlar üzerinde oturduğunu hayal edin! Gıcır gıcır uzay gemisinin kantininde zafer plastikten beyaz oturma grupları olabilir (masaların ortasında şemsiye takabilmek için delikler de mevcut)

Bir de psikolojik tarafı var olayın. Dünyaki en ucuz ve eğreti oturma eşyası olması, sahiplerinde de benzeri bir hüzün yaratabilir. Bende yaratıyordu mesala. Evimizin balkonundaki plastik tabureme oturup büyük bir umutsuzlukla aşağıdaki yola bakıyor ve düşünüyordum:

Şu anda evlerine doğru giden bu insanlar çok kısa bir süre sonra balkonlarda, mutfaklarda kendilerini beklemekte olan plastik sandalyelerine oturacaklar. Sonra aynı buruk sohbetlerini edip tek bir yaratıcı fikir beyan etmeden yemekten kalkacaklar. Evin hanımı bulaşık beziyle plastik masayı silecek, yer kaplamasınlar diye sandalyeleri iç içe geçirecek. Bu işlem aynı anda onbin evde tekrarlanacak... Yemekten sonra kimse tiyatroya, konsere gitmeyecek. Ya da eline fırçasını alıp yarım bıraktığı yağlıboya tablosuna dönmeyecek. Çünkü plastik sandalyeler buna izin vermez. Plastik sandalyede kitap bile okunmaz, siz hiç kitap okuyan birini gördünüz mü onların üzerinde? Plastik sandalyede televizyon izlenir; tavla, okey oynanır... Uzun zaman plastik sandalyelerde oturanların merak ettikleri şeyler azalacak, içleri daralacak, sigaraya başlayacaklar. Sandalyelerin kolçaları üzerinde sigara yanıkları, çıban gibi baş verecek. Ağır abilerin, tombul ablaların kabusu olacak esnek bacakları. Ve sevgililer hiçbir zaman güvenip sevişemeyecek üzerlerinde... Bunlar üzerinde ders çalışan çocuklar sınavlardan çakacak. Plastik sandalyeleri, üzerlerine konulan küçük minderler de kurtaramayacak; sahiplerine dert kapısı olmayı sürdürecekler.

Neden?

Nedenini tam olarak açıklayacak kelimeleri bulup toplayamıyorum şimdilik :) Ama hissettiklerim böyle. Plastik sandalyelerden acil olarak kurtulmalıyız. Onlar bizi sıradanlaştırmak için, kişiliğimizi ve heyacanımızı çalmak için bütün dünyada alanen örgütleniyorlar... Plastik oturma gruplarını toplatarak zararsız polietilen ürünlere dönüştürmek zorundayız.

Peki alternatif ne? Nereye otursun bu millet?

Tahta başta olmak üzere, herhangi bir metal alaşıma otursunlar.
Ama yaşa, taşa ve kucağa oturmasınlar.
Yazımızın konusu olan hain plastik sandalyelerin kucağına hele hiç...

10 yorum:

Adsız dedi ki...

Benliğim ile sandalye arasında karşılıklı bir reddedişme durumu var. Evet, sandalye derken işte bu fotoğraftakinden bahsediyorum tabii ki. Sevmiyor beni. Rol yaptığını biliyorum, gel diyor ama dostça değil. Benliğim(burada benlik kıç yerine kullanıldı) çok daha içten bir misafirperverlik istiyor, farkediyor yapaylığı. Zorunluluklar hayatımızı şekillendiriyor. Eğer böyle zorunluluklardan dolayı birleşirsek önce benliğim sonra da belim tepki veriyor. Hatta belimin bazen daha erken pes ettiğini de söyleyebilirim. Seçenek mi? yerde yuvarlanırım daha iyi.

Adsız dedi ki...

evet..
tamamen katılıyorum..

pratik hafif ve dayanıklı diye tercih edildi..

ben hiç tercih etmedim.. asla..
ne mutfakta ne hiç bi yerde
ana evinde de yoktu kocaman metal bi takım vardı..

ben de.. açık havada.. yastıksız oturulursa tırmalayan.. ama bi yastık marifetiyle tahta dönüşen..
konuşurken kollarındaki kıvrımları parmağınla takip edip.. gözünü kaçırabileceğin bi nokta bulmanın keyfiyle.. okşadığın.. eski bi koltuk grubu edindim..

bi tahta bank..
evde de farklı ahşap şeyler..

plastik sandalyedi ortak kullanım alanına hiç yerleşmem..

şu anda mor kadife bi sandalyedeyim.. ohho 2 jenerasyon önceden kalma..
süperliğim bu nedenle imiş bilmezdim..


yec.. bu kıvam yazılarını çok seviyorum senin..
söylemiş miydim daha önce..

hele yemekten sonraki faaliyetleri tanımlaışın..
gözümün önüne getirdin.. bir çok şeyi.. kişiyi..

sevgiyle..

atalet..

alpernatif dedi ki...

üzerine zıplayıp oturarak
4 bacağını da ayrı yönlere doğru açabilmiş
ve enteresanı kıramamış bir şahsiyet olarak,
her türlü plastiğe son
sevişirken bile plastik
ne lan bu ?
benim çocukların ömrü 3-5 saat
içinde bulundukları plastiğin 1000 sene ???
hayır kimi koruyorsun,neyi gönderiyorsun gelecek nesillere ?

kızdım gene :)

Adsız dedi ki...

:)))))))
"Nedenini tam olarak açıklayacak kelimeleri bulup toplayamıyorum şimdilik :)"

bizim burada birbirimize inanmak için nedenlere ihtiyacımız yok ki zaten Yec..
yani düşünsene siz notre damme'ı sahnelerken bile neden diye sorgulamadık biz :))

ama plastik meselesi sıkıntı verici..
bir tatil merkezi var antalya - kemer - çamyuva'da..
reklam olmasın, isim vermeyeyim..
tamamen organik herşey..
evler dağa inşaa edilmiş..
bir tek ağaç bile kesilmemiş..
mesela bizim evin ortasından ağaç geçiyor :)
eve ilk girdiğimizde,
çöp kutusunun bile plastik olmadığını görerek,
demek olabiliyor demiş,
takdir etmiştik..
bir hollandalı mimarın hayali ve eseri..

plastiksiz de yaşanabilir yani aslında..
hatta plastiksiz bal gibi yaşanabilir..

olmazsa olmaz bir plastik eşya / malzeme düşündüm şimdi de,
yok ya sanırsam?

var mı yoksa???

Adsız dedi ki...

bizim evin balkonunda da var,bi tane de tahta divan var.herkes divan da yer kapmak için gözlüyor,demek böyle rahatsız olduğundanmış da farketmemişim.ben de diorum bi şey var bunda böyle iç sıkıntısı yaratıyor.geçen çocuklara anlattım da bu plastikler yüzyıllarca yıl yok olmuyor diye inanamadılar.insanlara inanılmaz mı geliyor ne? ondan üretmeye devam ediyorlar.nassa ben ölüp gitçem bağa ne o kadar yokolsun olmasın pehhh! diye.

Adsız dedi ki...

İçimden bir ses "Acaba YEC sandalyenin azizliğine uğradığı için mi böyle kin doldu bu sandalyeye?" diye sordu bana. Ben de "ben de bilmiyorum." dedim. :)

Şarküteri dedi ki...

ÇAĞLAR:
Evet, bele de zarar. onu söylemeyi unuttuk bak. zorunluluklar evet... katılıyorum.

ATALET:
Yani, onlardan benim evde de var, deseydin inan büyük bir şaşkınlığa uğrayacaktım. Evet, senden beklemiyordum zaten atalet. Oh nefis, tahtalar, iki jenarsayon ötesinden kalma hem hatıralı hem de anlamlı oturgaçlar. İnsanın içini açar. Teşekkür ettim. Sevgiyle too.

ALPERNATİF:
Yine kıvrak bir yorumla yakaladın beni. Biz bu sayıda oturduğumuz plastiklerden bahsetmiş idik, artık gelecek sayıda da takıldığımız plastiklerden bahsederiz. Ama allah uzun ömürler versin senin çocuklara abi, azmış. kelebeğin bile daha çok :)

OYA:
Orası öyle de oya, biraz daha temelli, biraz daha bilimsel verilerle geleyim istedim fekat o kadar zamanım olmadı yazdım geçtim. Şahsi hislerimi baz aldım genelde. Tamam, ben de yaz tatiline gelince nereye gitsek diye düşünüp duruyordum. Anlaşıldı. Çamyuva diyorsun.

İMBİR:
Az önce annemle telefonda konuştuk bizim eski evdekileri atmış. Çok şükür kurtulduk. Ama dünya henüz kurtulmadı, biz şahsen kurtulduk. Tahta divan gibisi var mı ya. Şöyle hafiften gıcır gıcır ses te yapacak.

ASLI:
Nasıl bir azizliğe uğrayayım ki aslıcan? En fazla bacaklarını açarak atar üzerinden, o da benim kiloda birine olmaz. İçindeki sese verilecek çok net cevap yok ama kısaca "kolaycılığı, çabuk köşe dönmeciliği, ezberciliği, detaylardan kaçışı, soğukluğu, cansızlığı, hissizliği, kişiliksizliği sembolize ediyor bu sandalyeler bana. Ve sanırım başkalarına da. Ve çevreye de zararlı son tahlilde...

Unknown dedi ki...

DÜŞÜNMEK VE YAZMAK
Satırlarının arasında akarken, satır aralarında beynimin D sabit diski de düşünüyor:
Biz bu kadar bile bile lades olmayı beceren insanlarız işte.
Basit bir plastik sandayleyi
yıllardır hiç düşünmeden alıp evlerde kullanır, otururuz.
Aslında komple petrol türevi plastikleri hayatımızdan çıkartsak.
Hem plastik pisliklerden, hem de
bunlara kaynak olan petrol için dünyayı karıştıran siyasi pisliklerden kurtuluruz....

Adsız dedi ki...

Benim plastik sandalyeden kurtulabileceğimize dair hiç umudum yok, plastik palmiyelerden kurtulalım yeter..

Şarküteri dedi ki...

BÜNYAMİN ABİ:
Valla bana uyar aslında, arabalara da güneş enerjisi paneli takıp güzel havalarda saatte beş kilometre hızla dolaşalım. Acelemiz mi var? Herkes acele gittiği için bizim de acelemiz var sanıyoruz.

BAŞAK:
Onların içinde baz istasyonu saklı diye bir dedikodu vardı bir ara. Vatandaş ses çıkarmasın diye şehrin kilit noktalarına plastik palmiye içinde baz istasyonu... Dahice. Umudunu kaybetme başak, bir yerden başlayalım. Sen elektrikli testereleri hazırla...