Yeni yılla birlikte bir dönüş yapmak istedim. "1 ocak" birçok başlangıca gebedir bilirsiniz. Rejimler, kararlar, sigara bırakmalar vs. Haa, her gebelik doğumla sonuçlanmayabilir elbette ama nihayetinde kafadaki milat ile birlikte yeni bir şeyi uygulamak daha kolay görünür. Bi de arkadaşlara söylenişi de güzeldir bunun:
"2012 yılbaşından beri kakamı yapmıyorum" gibi mesala!
"Bırakçam dedim, bıraktım"
"Zaten sıçmak kafada biten birşey bence"
Tabi burada örneğe takılmayın, öyle aklıma geldi yazdım. Ben de kısmetse ilerde blog hayatımdan bahsederken "Yaa 2011' de hiç yazamadım ama 2012' iyle beraber blog macerama çok şükür kaldığım yerden devam diyorum" demek isterim. Bence derim bunu.
Kısaca özet vereyim. En son 31 Ocak 2011' de yazmışım. Orada bahsettiklerimin uzantıları halen devam ediyor. Mesala Antalya merkezde yaşıyorum artık. Ama iş nedeniyle diğer şehirlere de gidiyorum, özellikle seracılığın yoğun olarak yapıldığı bölgelere... İrtibat listemde 500 kadar insan var. Bunların içinde üreticiler, firmalar, ziraat fakültesi hocaları, tarım ve köy işleri personeli var. İşim, bu kişilerle sürekli irtibat halinde olup kendi sera modelimizi tanıtmak! Ve satmak tabi. Lakin peynir ekmek gibi satılan şeyler değil bunlar. Öncelikle ürünle ilgili her türlü detayı enine boyuna konuşmak gerekiyor. Bir de bizim firmanın tasarımlarının alışılmışın dışında olduğunu kabul edersek, ki kabul etmeliyiz bence, işimin ne kadar zor olduğu ortaya çıkacaktır.
İşimde bir yılı resmi olarak tamamlamış bulunuyorum. Bu acemilik süresi kolay değildi inanın. Hem çalışma yöntemine hem de işin miktarına alışmak kolay olmadı. Yeni bir ülke, yeni bir pazar söz konusu olduğu için ve firmanın Türkiye' deki ilk temsilcisi ben olduğum için "yapılması gereken şeyler" denizinde boğuldum. Geçen sene içinde birçok tercüme gerçekleştirdim. Firmanın kitapları ve internet sayfası bunlardan birkaçıydı. Şu güne kadar yurt içinde ve dışında firmayı temsilen 5 adet fuara katıldım. ABD, Meksika, Kanada, İsviçre ve Almaya' ya da bulundum. Adana ve İzmir ziyaretleri gerçekleştirdim. Şu anda da Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri için gezi planları yapıyorum.
Türkiye' deki ilk yılımızda ilk seramızı satmayı başardık. Orta Asya ülkeleri için de büyük bir model teşkil edecek bu sera bir aksilik çıkmaz ise 2 ayda tamamlanacak ve içinde bitkiler ile birlikte gösterme şansımız olacak. Heyacanlıyım yeni yıl için. Bakalım bizi neler bekliyor? Yeni yıl ile birlikte kafamdaki "motto" yu da değiştirmeye karar verdim. Kakasını tutan adam gibi ben de radikal kararlar almak zorundaydım :)
"Yapılacak çok iş var ve benim vaktim yok" isimli zihinsel düşünceyi yok edip,
"Yapmam gereken herşey için bolca vaktim var" isimli cümleye terfi etmeye karar verdim.
"Zaten zaman kafada biten birşey bence"
Yeni yıl hepimize mutluluk ve afiyet getirsin.
Ellerimize sağlık.